50 yaş altında meme kanserine yakalanlardan, 60 yaş altı üçlü negatif meme kanseri alt tipine sahip olanlardan , ailede 3 ve de daha fazla meme ve yumurtalık kanseri olanlar(bunlardan en az 1 tanesi 50 yaş altı olmalı), yada ailede 40 yaş altı 2 tane tanı almış meme kanseri olması, ailede erkek meme kanseri öyküsü olması durumunda hastalardan genetik test istenmesi önerilmektedir.
Meme kanserine yakalanma ihtimaline arttıran genler şunlardır; BRCA1/2,TP53, CDH1, PTEN, STK11,CHEK2, ATM, PALB2, NF1
Meme kanseri ile ilişkilendirilen ilk gen BRCA1 genidir, kromozom 17 üzerinde bulunmaktadır. BRCA2 ise kromozom 13 üzerindedir. BRCA1 ya da BRCA2 mutasyonuna sahip olan kadınların ömür boyu meme kanserine yakalanma ihtimali %50-85 civarındadır. Ayrıca BRCA1 için %20-60, BRCA2 için ise %10-20 arasında yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali vardır. BRCA2’nin ilişkilendirildiği diğer kanserler ise malign melanom, prostat kanseri ve de pankreas kanseridir.
BRCA1 ile ilişkili meme kanserinin yaklaşık %70’ini üçlü negatif grup yani prognozu kötü olan grup oluşturmaktadır.BRCA2 pozitif meme kanserlerinde ise genelde hormon pozitif ve HER2- olan luminal B alt grubundan oluşmaktadır fakat genede histolojik olarak kötü prognozun bir göstergesi olan yüksek grade’e sahiptirler. BRCA mutasyonu saptanan sağlıklı bireylerde 25 yaşından sonra ayda 1 kez kendi kendine meme muayenesi, 6 ayda 1 doktor muayenesi, senelik meme MR’ı 30 yaşından sonra ise bunlara ek olarak yıllık mamografi eklenmesi önerilmektedir. 35-40 yaşından sonra ise çocuk isteği olmayanlarda ise çift taraflı mastektomi ve de çift taraflı ooferektomi ile beraber ya da tek başına salpenjektomi önerilmektedir. Erken yaşlarda ooferektomi eklenmesi kardiyovasküler hastalık, osteoporoz, uykusuzluk, depresyon gibi duygu durum bozuklukları ve de sexual disfonksiyona sebep verebilmektedir o yüzden giderek artan sayıda sadece salpenjektomi yapılmaktadır. Operasyonu kabul etmeyen hastalarda ise takipler yıllık meme MR’ı, mamografi ve jinekolojik muayene ile devam edilmelidir.
TP53 geni pozitif olan yani Li-Fraumeni Sendorumuna sahip kadınlar çok çeşitli kanser tiplerine yatkındırlar. Bunlardan başlıcaları sarkomlar, beyin tümörleri, adrenokortikal kanserler, lösemi tipleri, barsak kanserleri ve de meme kanseridir. Bu gendeki mutasyona sahip olan bireylerin ömür boyu herhangi bir kansere yakalanma ihtimali %95 civarıdır, meme kanserine yakalanma ihtimali ise 60 yaşına kadar %90 civarındadır ve de bu hastalarda genelde meme tümörleri 5 cm den büyüktür ve tanı sırasında koltuk altına yayılmış durumdadır çoğunluğu ise luminal B yada HER2+ alt grubundadır. Neyse ki bu mutasyon meme kanserli hastaların sadece %1’inde bulunmaktadır. Bu hasta grubunda 20-25 yaşlarından itibaren 6 ay ara ile doktor muayenesi, yıllık meme MR’ı dahil olacak şekilde tüm vücut MR’ı, 30 yaşından itibaren ise bunlara ek olarak yıllık mamografi eklenmesi önerilmektedir. Bu hasta grubuna proflaktik çift taraflı mastektomi 35-40 yaşlarından sonra önerilebilmekle beraber kesin bir konsensüs yoktur.
CDH1 geni pozitif olanlar genelde ailesel diffüz mide kanseri sendromu sahip bireylerdir. Mide kanseri ve meme lobuler kanserine yakalanma ihtimalleri yüksektir. Bu mutasyona sahip kadınlar 80 yaşına kadar %60 oranında mide kanserine yakalanırken, %40 civarında meme kanserine yakalanmaktadırlar. Bu mutasyon için genetik test çift taraflı lobuler meme kanserine sahip olanlarda yada ailede 2 den fazla lobuler meme kanseri öyküsü olanlarda ve de aynı anda yada daha öncesinde mide kanseri öyküsü olanlarda istenmelidir. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. 35-40 yaşlarından sonra proflaktik çift taraflı mastektomi ve gastrektomi önerilebilinir.
PTEN mutasyonu olanlar yani cowden sendromuna sahip olan bireyler genelde benign yada malign meme, tiroid, endometrium kanseri ve diğer organlarda hamartomlara sahiptir. Bu gen mutasyonuna sahip kadınların %70’inde iyi huylu meme hastalıkları(fibroadenomlar, mikrokistler, metapilaziler vb) gözükmektedir ve genelde meme de olan hamartomlar karakteristik olarak çok sayıda ve çift taraflıdır. Bazı çalışmalarda ömür boyu meme kanserine yakalanma ihtimali %25-85 arasında belirtilmiştir. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler.35-40 yaşından sonra proflaktik çift taraflı mastektomi ve histeroktomi önerilebilinir.
STK11 mutasyonu olanlar diğer adıyla Peutz-jeghers sendromuna sahip olan bireylerin kolorektal kanser, meme, ince barsak, pankreas, mide ve yumurtalık kanserine yakalanma ihtimali yüksektir. 60 yaşına kadar %32 oranında meme kanseri, %20 oranında yumurtalık kanserine yakalanma riskleri mevcuttur. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. Proflaktik cerrahi önerilmemektedir.
CHEK2 geni mutasyonu meme kanserine yakalanma riski yaklaşık %37 dir. %70-80 oranında estrojen pozitif yapıdadır. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler ATM geni mutasyonun homozigot yani DNA dizininin heriki tarafında olması Ataksi-Telenjiaktazi sendromu olarak bilinir. Beyin tümörleri, immün yetmezlik ve meme kanserine yatkınlık ile karakterizedir. Heterozigot yani DNA dizinin tek tarafında olduğunda ise meme kanseri yakalanma riskini 2 kat artırmaktadır. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. Proflaktik cerrahi önerilmemektedir.
PALB2 mutasyonu ise meme kanseri ile ilişkisi yeni tespit edilmiştir ve de meme kanserine yakalanma ihtimali %35 civarıdır. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. 35-40 yaş sonrası proflaktik mastektomi önerilebilinir.
NF1 mutasyonu yada çoğunlukla biline ismiyle nörofibromatozis sendromun da ise ciltte nörofibromlar, intrakranial gliomlar, ve de kötü huylu periferik sinir kılıfı tümörleri ile karakteristiktir. 35 yaşından sonra yıllık meme MR’ı ve mamografi ile takip edilmelidirler. Proflaktik cerrahi önerilmemektedir. Meme kanserine yakalanma riskini 3-5 kat artırmaktadır.